Psikiyatrik Bozukluklar

Ergen ve Gençlerde İntihar Eğilimi

Son zamanlarda sıklıkla mutsuz görünüyor. Eskiden keyif aldığı aktivitelerden keyif almıyor. Bizimle ya da arkadaşlarıyla vakit geçirmek istemiyor, dışarı çıkmıyor, odasına kapanıyor. Sürekli bilgisayar başında, gece uyumuyor. Ders notları çok düştü, okula ve derslere ilgisi azaldı, gitmek istemiyor. Derste uyuyormuş, tenefüse çıkmıyor, tek başına takılıyormuş. Gelecekle, yaşamla ilgili hiçbir isteği, hayali ve planı yok. Yemek yemiyor, çok zayıfladı ya da çok fazla yiyor, sürekli kilo alıyor. Çok çabuk sinirleniyor, hiçbir şey söylenmiyor, en ufak eleştiride öfkeleniyor. Hayat ona göre anlamsızmış, hatta ölmek isteğinden bahsediyor.

Depresyon ya da başka psikiyatrik bozukluk belirtileri sayılabilecek bu cümleleri ergenlik döneminde olan çocuklarını anlatan ailelerden sıklıkla duymaktayız. İntiharların bu yaşta ölüm nedenleri arasında ön sıralarda yer almasından da anlaşılacağı üzere, intiharı, intihar davranışını, düşüncesini, nedenlerini iyi anlamak ve kavramamız gerekmektedir.

İlaç içerek intihar girişiminde bulunmak ergenler arasında en sık görülen intihar eylemi şekli iken, kollarını, bacaklarını kesme şeklinde kendine zarar verici girişimler de kendine zarar verme davranışı olarak kabul edilmekte ve ciddiye alınması gerekmektedir. Kendine zarar verme davranışı, intihar davranışı ile ergen genellikle "Ben buradayım, beni görün, beni duyun, anlayın, acil yardıma ihtiyacım var" demek istemektedir.

Peki, anlaşılmak neden bu kadar zor, kendini anlatabilmek, anlaşılabilmek için ölmesi mi gerekmektedir? Bu yaşta bir bedene nedir bu kadar ağır gelen, kaldıramadığı yük, çözemeyeceğini düşündüğü çaresizlik? Nedir de başka insanlar yaşama bu kadar tutunmuşken, ömrünü uzatmak için telomerlerden çare beklerken, o minik beden neden şimdi kendini hapseden olumsuz düşünce girdabından çıkıp göremese de, hiç bilemese de yaşayabileceği güzelliklerden, kendinden neden vazgeçip, yaşamdan kopmak, yok olmak istemektedir?

Ergenlerde intihar; sosyokültürel etmenler, genetik ve biyolojik yatkınlıklar, psikiyatrik bozukluklar ve yaşam şartları ile sosyal desteklerin yetersizliği gibi durumlardan etkilenen bir davranış biçimidir. Dünya genelinde her yıl binlerce ergen intihar girişiminde bulunmaktadır. 15-24 yaş arası ölümlerin 3. en sık nedeni olarak gösterilen intihar girişiminde bulunan ergenlerin %80'inde psikiyatrik bozukluk tanımlanmaktadır. Depresif bozukluk ise yarısından fazlasında tanımlanan psikiyatrik durumdur.

Fiziksel, duygusal ve bilişsel alanda büyük değişimlerin olduğu, yaşamın önemli dönüm noktalarından biri olarak kabul edilen ergenlik döneminde psikososyal sorunların sık görülebilmesi ile birlikte aynı zamanda psikiyatrik bozukluklar da daha sık, daha şiddetli ve daha değişik formlarda görülmektedir. Depresif bozukluk ergenlik döneminde, kadın cinsiyetinde daha fazla olmakla beraber %5-20 gibi yüksek bir oranda ve önemli işlev kaybına sebep olacak ciddiyette görülmektedir.

Önceki intihar girişimleri, hastalık, aile içi şiddet, sıkıntı verici yaşam olayları ve madde kötüye kullanımı ergenlik döneminde intihar girişimi için belirlenen en önemli etkenlerdendir. Ülkemiz verilerine göre psikiyatri acillerine intihar girişimi sebebi ile başvuran ergenlerin çoğunluğunu kızlar oluşturmaktadır. Daha önceki intihar girişiminin varlığı ise intihar girişiminin tekrarlayacağının en belirgin habercisi olarak bilinmektedir.

Ergen intihar davranışlarının daha fazla tehdit içerikli olması, sorunlu ilişki yaşanılan kişiyi üzme, cezalandırma, intikam alma isteği barındırması ve çoğunluğunun dürtüsel şekilde intihar davranışında bulunuyor olması ile erişkin intiharlarından farklılık göstermektedir. İntihar girişiminde bulunan ergenlerin en sık öfke, suçluluk, utanma, çaresizlik duygularını yaşadıkları bilinmektedir. Bütün bu duyguların altında yatan birincil sebep ise yoğun stres, belirsizlik, karmaşıklık içinde kalmış ergenin kendisine, ailesine, çevresine yetememesi, yetersizlik, çaresizlik hissetmesidir.

İntihar düşünceleri, davranışı altta yatan sebepler tedavi edilebilir psikiyatrik durumlardır. Ergenin temel anlaşılma ihtiyacının onu kaybetmeden önce giderilmesi için onlarla daha fazla vakit geçirip, anlamaya çalışmak, duygusal zorlanmalarını farketmek, gecikmeden uzman yardımı almanın gerekliliğinin hayati önem taşıdığını kabul etmek durumundayız.