Psikiyatrik Bozukluklar

Madde Bağımlılıkları

Son yıllarda dünyada ve ülkemizde çocuk ve özellikle ergenlerde madde kullanımı ve bağımlılık hızla artmaktadır. Maddeye erişimin kolay olması, kullanımının özendirilmesi ve günümüz koşullarında ergenler arasında hızla yayılabilmesi, bu artıştan sorumlu tutulmaktadır. Madde kullanımı ve bozuklukları bireysel sıkıntı hali ve zorlanmaları ile birlikte okul devamı ve başarısında bozulma, kısa ve uzun süreli sağlık problemleri, davranış ve ilişki problemlerine yol açarak birey, aile ve toplum sağlığında ciddi bozulmalara sebep olmaktadır.

Madde kullanım bozuklukları, genetik ve bireysel, akran, aile, toplumsal etkileşim sonucu gelişen çevresel risk faktörlerinin etkileşimi sonucu oluşan karmaşık bir süreçtir.  Bu süreçte korunma, müdahale ve tedavi yöntemlerinin birey ve toplum sağlığının iyileştirilmesi açısından önemi büyüktür.  Madde kullanım bozuklukları olan çocuk ve ergenlerde çoğunlukla başka psikiyatrik bozukluklar da eşlik etmektedir.

Ergenlik döneminde risk alan, yargılama kapasitesi görece gelişmemiş, dürtülerini denetlemekte, haz ertelemekte zorlanan, ödül yolakları aktif bir beyin yapısına sahip bireylerin madde deneme, kullanma ve bağımlılık geliştirme potansiyeli açısından risk altında olduğu bilinmektedir. 

Ergen beyni sürekli gelişmektedir, nöronlar budanır ve yenileri oluşmaktadır. Nöronlar arası yeni bağlantılar, gelişen, yenilenen beyin hücreleri çevresel etkilere daha açıktır. Bu yüzden maddenin olumsuz etkileri de, bağımlılık oluşma potansiyeli de erişkinlere göre bu dönemde daha fazladır. Beyinin maddeye maruz kalma yaşı küçüldükçe bağımlılık gelişme riski artmaktadır. 

 

Ergenler neden madde kullanır? 

 

Madde kullanımı ve bozuklukları olan çocuklar ve ergenlerde başka psikiyatrik bozuklukların da sıklıkla eşlik ettiği çalışmalarda gösterilmektedir.  Madde kullanım ve bozuklukları görülen ergenlerde intihar riskinin de daha fazla olduğu gösterilmiştir. 

Alkol ve sigara kullananların yüzde 80’inin ergenlik döneminde başladığı, hem yüksek, hem orta, hem düşük gelirli ülkelerde illegal madde kullanımının çoğunlukla 25 yaş öncesinde başladığı araştırmaların sonuçlarındandır. Tütünden sonra en sık kullanılan maddeler alkol, uçucu maddeler, esrar, sentetik türevleri, metamfetaminler ve ekstazidir.

Elektronik sigara kullanımı da son yıllarda ergenler arasında yaygınlaşmaktadır. Ergen bireylerde bulunan yenilik merakı onları moda olana, farklı olana yönlendirmektedir. Bu durum da elektronik sigaraya ilgiyi artırmaktadır. Çalışmalarda ergenlerin elektonik sigarayı daha zararsız bulduğu, içeriğinden ve içeriğin bedenlerinde oluşturabileceği zararlı etkileri bilmeden kullandıkları görülmektedir.  Elektronik sigara farklı içeriklere sahip olabilmekte, çoğunlukla içerdiği nikotin sigaradan daha yüksek oranda bulunmakta ve bağımlılık oluşturmaktadır. Ayrıca elektronik sigaralarda bulunan nikotinin yanında renk, koku, tat veren katkı maddeleri de solunum yolu, akciğer hastalıkları ve kanser riskini artırmaktadır.   

Yine lise ve üniversite öğrencileri arasında yaygın bir şekilde kullanılan ve son yıllarda kullanımının arttığı bilinen esrar türevleri, marihuana da yüksek oranda bağımlılık potansiyeline sahip bir maddedir.  Kullanım süresi ve dozundan bağımsız olarak konsantrasyon güçlüğü, algıda ve karar verme mekanizmalarında bozulma, hafıza güçlükleri, dürtüsellik, okul başarısında düşüklük, günlük aktivitelere ilgisizlik, aile ve arkadaşlık ilişkilerinde problemler sıklıkla görülen etkilerdir.  Depresyon, anksiyete (kaygı bozukluğu), psikotik bozukluk gibi geri dönüşü çok zor hastalıklara da sıklıkla sebep olabilmektedir.   

Haftada birkaç kez kullanım sonrası kolaylıkla bağımlılık gelişebilmektedir.  

Marihuana, esrar  çeşitli ve sürekli değişebilen şekillerde alınabildiği için aileler tarafından kullanımını takip etmek de güçleşmektedir. 

 

Örnek olarak:  

Kuru bitki kökü ve çiçeği sigara şeklinde sarılıp içilebilir. 

Sıvı ya da mum kıvamında elektronik sigara içerisinde içilebilir.

Pişirilmiş yenilebilir formda veya şeker olarak ağızdan alınabilir. 

İçeceklerin içerisine sıvı formda katılabilir. 

Yağ formunda ya da uçucu formda deriye uygulanabilir. 

Kek ve diğer yiyeceklere katarak kullanımında daha yüksek dozda alınabilir ve zararlar daha fazla oluşabilir. Bildirilen intoksikasyon ve ölüm vakaları da mevcuttur. 

Kullanan ergenlerin çoğu bağımlı olduğunu kabul etmez, kolaylıkla bırakabileceklerini düşünmekte ve dile getirmektedirler; ancak genellikle bu şekilde sonuçlanmamaktadır.  

 

Bağımlılık nasıl gelişir?

  • Duygusal, bilişsel ve davranış düzenleme bozukluklarına olan genetik yatkınlık ve çeşitli yapısal mizaç özelliklerinin akran, aile ve ergenliğin getirdiği risk faktörleriyle etkileşimi sonucunda madde kullanımı ve bozukluklarının ortaya çıktığı kabul edilmektedir. 
  • Tedavi edilmeyen, geç ya da yetersiz tedavi edilen Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ( DEHB), diğer yıkıcı davranım bozuklukları, duygulanım ve kaygı bozuklukları madde kullanım bozukluklarının gelişiminde rol oynamaktadır. Madde kullanımına yönelen gençlerin yüzde 50’sinde yaşam boyu DEHB bulunmuştur.
  • Dürtüsellik ve heyecan arama davranışı (yenilik arayışı, risk alma) ergenlik döneminde görülen bağımlılıkla en çok ilişkilendirilen davranış özellikleridir.
  • Ergenlikle ilişkili dayanıklılık, otonomi kazanma ve akran etkilerinin madde deneme ve kullanmaya devam etmeyle ilişkisi bulunmaktadır.
  • Çocukluk çağı cinsel istismar ve diğer travmatik yaşam olaylarının sonraki madde kullanım bozuklukları ile ilişkili olduğu da araştırmalarda sıklıkla gösterilmiştir. 
  • Aile içi çözülemeyen çatışmaların, madde kullanmaya başlamada önemli bir rolü olduğu ileri sürülmektedir. Kronik çatışmalar sonucunda sürekli olarak olumsuz duyguların ifade edilmesi, anne-baba ve çocuk arasında sıcak, besleyici, destekleyici, açık ve etkili iletişimin yetersizliği, kuralların net olmaması gibi ailesel etkenler de madde kullanımı ile ilişkili görülmektedir. 
  • Çoğunlukla olumsuz duyguların ifade edildiği, sözel olumlu geri bildirimlerin eksik olduğu, bireylerin duygu ve düşüncelerini açık ve net bir şekilde ifade etme özgürlüğünün bulunmadığı ailelerde yetişen çocukların, daha az kendine güvenli oldukları ve madde kullanımı karşısında da aynı şekilde güvensiz davranışları sonucunda ‘hayır’ diyemedikleri ortaya çıkmaktadır.
  • Dışarıda kalma, ebeveyn ihmali, aile içi bağların kopuk olması, evsiz olma madde kullanımı ve bozuklukları için en önemli risk faktörleri arasındadır. Sokakta yaşayan çocuk ve ergenlerde madde kullanımı ve bozukluklarına sık rastlanmaktadır. 

 

Çocuğum madde kullanıyor mu ?

Madde kullanımı belirli evreleri takip ederek bozulmalara ve bağımlılığa dönüşebilir. 

İlk aşama meraktır, birey madde etkisini merak eder, ancak ilk aşamada zararlarından, bağımlılıktan korktuğu için kullanımdan kaçınıyor olabilir. Çocuğumuzun madde kullanımını kontrol edebileceğimiz en kolay aşamadır. Aileler genellikle kendilerinin yanında denemelerini isterler ve denettirebilirler. Küçük yaşlarda denetmek uygun olmamakla birlikte aynı zamanda onaylamak anlamına da gelebilmektedir. Dürtü , davranış denetimi yeterli olgunluğa eriştiğinde deneyebilecekleri, sınırlı olarak bazı maddeleri özel günlerde kullanabilecekleri (alkol gibi) bilgisinin verilmesi ailenin yanında içilmesine izin vermekten daha uygun olacaktır. 

Deneysel kullanım sonrası madde etkisi sevildiği ve/veya sosyalleşme aracı olarak görüldüğü için düzenli sosyal kullanım başlayabilir. Bu aşama ihmalkar olmayan, ergenle güvene ve karşılıklı açık iletişime dayalı ilişkinin kurulabildiği ebeveynlikte madde kullanımının kontrol edilebildiği güvenli bir aşamadır.  

Ancak ergen sıklıkla ev dışında, arkadaşları ile, eğlenme amaçlı, madde kullanılan ortamda vakit geçiriyorsa, aile bu vakiti sınırlandıramıyorsa, aile içi iletişim bozulmaya başlamış ve birlikte keyifli geçirilen zamanlar azalıyorsa, ergen sorumluluklarını ihmal etmeye başlamış, sürekli eğlenmek, arkadaşları ile olmak istiyor halde ise, bu aşamadan problemli kullanım aşamasına geçiş başlamıştır ve durum kontrolü zorlaşmıştır. Ergen madde kötüye kullanımı açısından alarm vermeye başlamıştır. Ergen bu aşamada duyulmazsa, görülmezse , madde kokusu alınamaz ise durum gittikçe içinden çıkılması zor ve karmaşık bir hal alır. Madde kullanımı bu aşamadan sonra ergene ve çevresine zararlı olmaya başlamıştır. Sorumluluklar ihmal ediliyor, akademik başarı düşüyor, okul devamsızlığı, otorite, aile ilişkilerinde problemler, risk alıcı davranışlar ( riskli cinsel davranışlar, kavgaya karışmak, şiddete başvurmak ) mevcuttur. Maddenin bireyin yaşadığı bahsedilen zararlı etkilerine rağmen kullanımının sürdürülüyor olması durumu maddenin kötüye kullanımı ve bağımlılığın başlangıç aşamasıdır. Sonra ki aşamada ise gittikçe doz artırılır, madde etkisinde olmadığı zamanlarda ergen huzursuz, gergin, hasta durumundadır. Tüm aktiviteler, hayat madde kullanımına göre düzenlenir, madde etkisindedir. Madde hayatın merkezindedir ve kişinin yaşamını ele geçirmiştir. Artık karşımızda sağlıklı düşünebilen, olayları mantık çerçevesinde muhakeme edebilen, duygu ve davranışlarını denetleyebilen bir birey yoktur. Karşımızda tedavi edilmesi gereken bir madde kullanım bozukluğu, bağımlılık hastalığı vardır. Aile bu aşamada uzman yardımı olmadan durumun üstesinden gelememektedir. 

Madde kullanan kişilerin davranışları bu evrelerden hangisinde olduğuna göre değişkenlik gösterir. Elbette her madde deneyen, kullanan birey bağımlı olmamaktadır ancak çocuklarımızın madde kullanımının hangi evresinde olduğunu bilmemiz çok önemlidir. Evreler arası geçiş, kişiden kişiye ve kullanılan maddenin türüne göre değişir. Özellikle nikotin, kokain, eroin ve metamfetamin gibi maddelerde bağımlılık çok hızlı gelişmektedir. Madde kullanmaya başladıktan ortalama 2 yıl sonra fark edilir. Erken tanı sorunun büyümesine engel olur.  Unutulmamalıdır ki ergenin ya da çocuğun maddeye ne şekilde olursa olsun  maruz kalması kötüye kullanım riskini artırır. 

 

Ne zaman şüphelenmeliyiz?

Davranış değişikliği dikkat edilmesi gereken en önemli belirtidir. Fazla neşeli, konuşkan, enerjik ya da fazla gergin, öfkeli, mutsuz, halsiz, dağınık olma gibi ani duygu durum dalgalanmaları, sersemlik hali, gerginlik, sinirlilik, kavgacılık, gizemli, garip davranışlar (bir şey saklıyor hali), fazla para harcama, olması gerekenden fazla para bulundurma, para çalma davranışı, riskli arkadaşlar edinmesi, okul devamsızlığı, ders başarısında düşüklük, normalden fazla ya da daha az yemek yeme, gözlerde kızarıklık ya da göz damlası kullanma, normalde ilgili olduğu aktivitelere karşı ilgisizlik, normalden fazla oranda dikkat dağınıklığı, unutkanlık, kıyafetlerinde değişik koku bulunması,  pipet bulundurma, sürekli koku giderici, deodorant kullanma, madde kullanımını özendirici kıyafet giyinme, poster ya da takılar bulundurma madde kullanımında görülen dikkat çekici davranışlardır. 

 

Şüphelenirsek ne yapmalıyız? 

Çocuğunun madde kullandığından şüphelenen ya da kullandığını öğrenen aile büyük hayal kırıklığıyla birlikte duygusal bir yıkım yaşayabilir. Hayal kırıklığı yaşamayı erteleme çabası, çevre baskısı gibi sebeplerle sorunun görmezden gelinmesi, varlığının inkar edilmesi ya da öfke, suçluluk hissi, utanç, panik hali ve kaygıyla hareket edilmesi var olan sorununun daha da büyümesine sebep olabilir. 

Aile, kısa sürede sorunu kabul etmeli, madde kullanımı ve bağımlılıkla ilgili bilgilenmeli, çocuğuyla açık bir şekilde endişeleri ve yapılması gerekenler hakkında konuşmalıdır. Çocuğun ne kadar süredir kullandığını, kullandığı madde hakkında ne bildiğini, zararlarına rağmen kullanmaya devam etmeyi istiyorsa bunun nedenleri konuşulmalı ve çözüm arayışına gidilmelidir. 

Ergen maddenin zararsız olduğunu düşünüyor olabilir, arada bir kullandığında sorun olmayacağını, bağımlılık oluşmayacağını düşünüyor olabilir. Aile çocuğu ile kurduğu iletişim ve ilişkide madde kullanmasının bir sorun olduğunu , kendine zarar vermesine hiçbir koşulda izin veremeyeceklerini, erişkin bir birey olmadığı için sorumluluğun kendilerinde olduğunu net bir şekilde ifade etmelidir. 

Arkadaşları ondan kaçabilir, ancak aile sonuna kadar üyesiyle beraber olmak durumundadır. Desteğini, olanaklarını, enerjisini doğru kullanamayan aile, süreçte istemeden bağımlılığı besleyip büyütebilir.

Bağımlılık bir aile hastalığıdır, madde kullanımı veya bağımlısı bir çocuğa sahip olan aile, zorlu bir sürece hazırlıklı olmalı bu süreçte doğru yolda ilerlemek ve mutlu sona ulaşmak için desteklerini artırarak enerjilerini, olanaklarını kullanırken mutlaka uzmandan ve tedavi merkezlerinden yardım almalıdır.   

 

Kaynaklar 

  1. Arseneault, L.,Cannon, M., Witton, J., &Murray, R. M. (2004). Causalassociationbetweencannabisandpsychosis: examination of theevidence. The British Journal of Psychiatry, 184(2), 110-117.

  2. http://www.aacap.org/aacap/families_and_youth/resource_centers/Substance_Use_Resource_Center/Home

  3. Bukstein, O. G. (2005). Practice parameter for the assessment and treatment of children and adolescents with substance use disorders. Journal of theAmerican academy of child&adolescent psychiatry, 44(6), 609-621.

  4. Çiftçi Demirci, A.,Erdogan, A., Yalçin, Ö., Yildizhan, E., Koyuncu, Z., Eseroglu, T., ... & Evren, C. (2014). Sociodemographiccharacteristicsanddrugabusepatterns ofadolescentsadmittedforsubstanceusedisordertreatment in Istanbul. TheAmericanjournal of drugandalcoholabuse, 41(3), 212-219.

  5. http://www.drugabuse.gov/publications/principles-adolescent-substance-use-disorder-treatment-research-based-guide.

  6. Guillem, E.,Pelissolo, A., Vorspan, F., Bouchez-Arbabzadeh, S., &Lepine, J. P. (2009). [Sociodemographicprofiles, addictiveandmentalcomorbidity in cannabisusers in an outpatientspecificsetting]. L'Encephale, 35(3), 226-233.

  7. Overbeek DL, Kass AP, Chiel LE, Boyer EW, Casey AMH. A review of toxic effects of electronic cigarettes/vaping in adolescents and young adults. Crit Rev Toxicol. 2020 Jul;50(6):531-538. doi: 10.1080/10408444.2020.1794443. Epub 2020 Jul 27. PMID: 32715837.

  8. Ögel K. Sigara, Alkol ve Madde Kullanım bozuklukları: Tanı, Tedavi ve Önleme. Yeniden Yayınları. İstanbul, 2010. 

  9. Jernigan DH, Rushman AE. Measuring youth exposure to alcohol marketing on social networking sites: challenges and prospects. J Public Health Policy. 2014;35(1):91–104

  10. Ogel, K.,Corapçioğlu, A., Tamar, M., Tot, S., Doğan, O., Uğuz, S., ... & Liman, O. (2003). Tobacco,alcohol and substance use prevalence among elementary and secondary school students in nine cities of Turkey. Turkishjournal of psychiatry, 15(2), 112-118.

  11.  McCabe, S. E.,Dickinson, K., West, B. T., &Wilens, T. E. (2016). Age of Onset, Duration, andType of MedicationTherapy for Attention Deficit/Hyperactivity Disorder and Substance Use During Adolescence: A Multi-CohortNationalStudy. Journal of theAmerican Academy of Child &AdolescentPsychiatry, 55(6), 479-486.

  12. Toward a global view of alcohol, tobacco, cannabis, and cocaine use: findings from the WHO World Mental Health Surveys. PLoS Med. 2008.J Am Acad Child Adolesc Psychiatry. 2016 June. 

  13. Velez, M. L.,Jansson, L. M., Montoya, I. D., Schweitzer, W., Golden, A., &Svikis, D. (2004). Parentingknowledgeamongsubstanceabusingwomen in treatment. Journal of SubstanceAbuseTreatment, 27(3), 215-222.

  14. Winpenny EM, Marteau TM, Nolte E. Exposure of children and adolescents to alcohol marketing on social media websites. Alcohol Alcohol. 2014;49(2):154–159

  15. Wong, S. S.,Zhou, B., Goebert, D., &Hishinuma, E. S. (2013). The risk of adolescent suicide across patterns of drug use: a nationally representative study of high school students in the United Statesfrom 1999 to 2009. Social psychiatry and psychiatric epidemiology, 48(10), 1611-1620.

  16. Yıldız, D., Çiftçi, A., & Yalçın, Ö. (2020). Bir ÇEMATEM kliniğinde yatan ergen hastalarda madde kullanım eğilimleri, psikososyal travmalar, psikiyatrik komorbiditeler ve cinsiyet farklılıkları. Dusunen Adam, 33(2), 190-202.