Çocuklarda Genel İyilik Hali (Wellness) Nasıl Sağlanır

Yazar

Prof. Dr. Sebla Gökçe

 

Mutluluk değil de aslında genel iyilik hali, “wellness” dedikleri fiziksel ve ruhsal sağlıklılık, sağlamlık, dayanıklılık, dengede kalabilme halini konuşmalıyız sanıyorum. Mutluluk bunun içindeki anlarda, fotoğraflarda, anılarda gizli diyebiliriz. Elbette tüm anne babaların istediği çocuklarını hep mutlu görmektir ancak o mutluluk fotoğrafları içinde çok fazla ayrıntı barındırır. Kaygı, mutsuzluk, öfkelilik, hayal kırıklığı, suçluluk gibi daha zor baş edilebilen duyguları taşımak da sağlıklı elbette ancak süreğen olmadığı, genel işlevlerimizi bozmadığı takdirde. Sürekli mutsuz olmayan, kaygı düzeyi fazla olmayan, kendini başka çocuklar ile karşılaştırıp, beklentileri karşılayamadığını düşünüp, başarısız hissetmeyen, yetersiz hissetmeyen, öğrenerek ilerleyebilen, ailesine, çevresine, hayata güven duyabilen, sevgi alıp verebilen, sosyal beceriye sahip, ilişki kurabilen ve ilişkilerini sürdürebilen, kendine, başkalarına, hayata saygı duyabilen, kendini, sınırlarını koruyabilen, ne istediğini, ne istemediğini bilen, amaç edinebilen ve amacı doğrultusunda motivasyonunu sürdürebilen, zorluklarla karşılaştığında çözüm arayıp bulabilen, duygularını, düşüncelerini taşıyabilen, yönetebilen bireyler…

 

Çocukların genel iyilik halini nasıl sağlarız?

Bütün bunları ebeveynler nasıl verebilir çocuklarına? Çocuklarına örnek, sağlıklı rol modeller olarak. Onlara istemeden de olsa önlerine taş koyup engellemeyerek. Yani kendisini çoğunlukla mutsuz, kaygılı, gergin, öfkeli hisseden, kendine hayata saygısı, sevgisi, beklentisi kalmamış, yaşamına olumsuz duygu aktarımı olumlu olandan çok, kendi problemlerini çözemeyen ebeveynlerin, çocuklarından bunun tersini beklemesi hiç gerçekçi değildir. Elbette hayat herkes için zor, zor dönemlerimiz oluyor, olacak ancak bu olumsuzluklarla baş edebilme, hayata tutunabilme becerisini de çocuklarımız ilk olarak bizden öğrenecektir. O sebeple öncelikle kendimiz mümkünse genel iyilik halini bulmalıyız ve bunu sürdürebilmeliyiz gerekirse yardım alarak.

 

Çocukların genel iyilik hallerinde ebeveynlerin rolü nedir?

Ebeveynlerin kronik mutsuzluğunu, depresyonu ve kaygı bozukluğunu çok sıklıkla görüyoruz ve genellikle bu şekilde yaşamaya alışmış anne babalar bunun farkında olmuyor ancak çocukların hayata bakışı ve duruşu çoktan bu durumdan etkilenmiş oluyor. Çocuklarımızı nasıl engelliyoruz peki? Kendimizi çocuklarımızın sahibi sanarak, hayatlarını sürekli kontrol etmeye çalışarak, onları tanımadan karşılayamayacakları beklentileri yükleyerek daha çok onların var olan yeteneklerini fark etmelerini, potansiyellerini kullanabilmelerini ve işlevsel olabilecekleri alanlara doğru gitmelerini bazen kaygılarımızla bazen kendi hırslarımızla engelleyebiliyoruz.

 

Çocuklarımızı nasıl destekleyebiliriz?

Onların bizden farklı olarak bireyselleşmelerine izin vererek, onları daha iyi tanıyarak, kendilerini, hayatı keşfetmelerine, öğrenmelerine destek olarak yakınlarında durabilirsek, zarar vermeden ebeveynlik yapmış oluruz. Çocuklar aslında zaten anlık yaşama ve bizim yapamadığımız anda kalabilme ve keyfini çıkarabilme becerisine sahiptir. Büyüdükçe ve ergenlik gelişimi ile birlikte daha geniş bakış açısı ve farkındalık kazandıkça anda kalmak yerine geçmiş ve geleceğin etkisinde duyguları, düşünceleri şekillenmektedir. Güzel anılara sahip olduklarında daha olumlu duygular ve bakış açısı ile beslenip, geleceğe de daha olumlu bakabilmektedirler. Etraflarında bulunan yetişkinler onlara kaygı, yetersizlik hissi yüklemezse elbette. Ebeveynlere sorduğumuzda biz ona hiç belli etmiyoruz, onun yanında konuşmuyoruz, söylemiyoruz derler ama çocuklar çoğunlukla farkındadırlar, duyarlar, görürler, hissederler. Bu sebeple çocukların iyiliği için yetişkinlerin çocuklardan gerçekleri saklayarak, onları beklentilerle baskılayarak değil de, gerçekte kendi hayatlarında genel iyilik halini bulmuş ve sürdürebiliyor olmaları, olumsuz duygularla gerçekte baş edebiliyor ve problem çözümlerinin gelişmiş olmalarını bekleyebiliriz.

Paylaş