Ergenlik Döneminde Çocuklarla Sağlıklı İletişim ve Ebeveynlik

Yazar

Prof. Dr. Sebla Gökçe

 

Ergenlik döneminde çocuklarla ilişkiler yeniden yapılanmak durumundadır. Artık iletişim kurmaya çalıştığımız çocuğumuz kendisi birey olmaya çalışmakta, bizim fikirlerimizi, düşüncelerimizi, kurallarımızı kabul etmek yerine kendi kararlarını kendisi vermek istemekte ve bizim fikirlerimizi, kararlarımızı ise çok acımasızca sorgulamakta ve eleştirmektedir.

 

Ergenlik döneminde çocuklarla sağlıklı iletişim nasıl kurulabilir?

Bu dönemde istekleri gerçekleşmediğinde, kendini kabul edemediğinde, akranlarına kabul ettiremediğinde, hayal kırıklığına uğradığında, yetersiz, mutsuz hissettiğinde, yoğun duygularını, öfkesini hatta bazen nefretini aktardığı, suçladığı en yakınındaki ve bütün bunlardan sorumlu olduklarını düşündüğü anne babası olmaktadır. Ebeveynleri hayatta bu denli eleştiren, belki kendisi ile, gerçeklerle yüzleştiren, değersizleştiren, yegane kişi ergenlik dönemindeki çocuğudur, üstelik ebeveyninin ne hissettiğini hesaba katmadan, empati yapmadan. Bu dönem ebeveynler için de çok zorlayıcı olabilmektedir. Bize yönelttiği öfkeyi kişiselleştirip aynı şekilde karşılık verdiğimizde, cezalarla, tehditlerle onları kontrol etmeye çalıştığımızda çocuğumuzla ilişkimiz kopma noktasına gelebilir ve o zaman kontrolü tamamen kaybedebiliriz.

 

Ergenlik döneminde ebeveynlerin çocuklarına karşı nasıl davranmaları gerekir?

Ergenlik döneminde onları kısıtlamakla, yasaklarla değil, karşılıklı saygı ve güven duygusu içeren ilişkimiz ile koruyarak kontrol edebiliriz. Dinlemeden, anlamaya çalışmadan, sadece kendi düşüncelerimizi, yargılarımızı, beklentilerimizi aktaran bir iletişim tarzına sahipsek ergenlik döneminde çocuğumuzun bizden olabildiğince uzaklaşması olasıdır. İlişkiyi kaybettiğimizde, aramızda onu tutabileceğimiz bir bağ kalmadığında, fazla cesur davranışları, risk alma, heyecan arayışları ve merakları onları çok hızlı kayıplara sürükleyebilmektedir. Bu dönemde istekleri çok fazla, değişken olabilir, duyguları, düşünceleri çok hızlı değişebilir, sorumluluk almaktan uzak sadece kendi isteklerine yönelik davranışları ebeveynleri çok kaygılandırıp, yorabilir. Panik halinde, sadece sorumluluklarını, hatalarını hatırlatarak kurduğumuz iletişimin sonunda kaybeden yine ebeveynler olmaktadır. Ergenin ne kadar olumsuz, hatalı, beklentimizi asla karşılamayan davranışları olsa da iletişim içeriğinin 1/3’ünü geçmemelidir. Kurallar elbette olacak, kuralları kabul ettirmek için de çatışabiliriz elbette, çatışarak problem çözümü sağlanabilir, orta noktada anlaşma yapılabilir. Ancak ilişki tamamen çatışma üzerine kurulmamalıdır. Onlarla konuşabileceğimiz, paylaşabileceğimiz başka konular, zevkler, keyifli anlar olmalı ki geri kalan 1/3’ü dinletebilelim. Ayrıca 10 kez, bin kez söylediğimiz “odanı topla, eşyalarını yerlere atma, ders çalış, telefona bakma, asla sorumluluk almıyorsun, söz dinlemiyorsun, saygısız davranıyorsun, asla bizi düşünmüyorsun, hep kendi isteklerin, biz sana hiç güvenemeyecek miyiz, sürekli gözün ekranda, biraz kafanı kaldırıp etrafına yüzümüze bak” vs. laflarını zaten o bizi gördüğü her an hatırlıyor, biliyor ve o sebeple bunları tekrar tekrar duymamak için yanınızdan uzaklaşıyor. Ayrıca bu konulara takılıp kaldığımızda belki arkadaşları tarafından dışlanan, zorbalanan, mutsuz, yalnız, kendini değersiz hisseden, gelecekle ilgili fazla kaygısı olan ve bunlardan kaçmak için ekrana ya da maddeye, kendine zarar verici davranışlara yönelen çocuğunuzun derdini, sorununu göremiyor olabilirsiniz.

 

Ergenlik döneminde çocukların duygusal ve psikolojik sağlığı nasıl korunur?

Ergenlik döneminde ailelerin fark etmediği, kollarını bacaklarını kesmek, derilerini yolmak, madde kullanmak gibi kendine zarar verici davranışlara hatta intihar davranışına, okul reddine sebep olabilen, depresyon, kaygı bozukluğu gibi tanıların sıklıkla gözden kaçtığını ve geri dönüşsüz kayıplarla kliniğe getirilen çocuklar ve aileleri ile karşılaşmaktayız. Bu dönemde kendiniz ve çocuğunuz için yapabileceğiniz en önemli şey, onunla iletişim kurmayı becerebilmek ve saygı ve güvenle kurulan ilişkide kalabilmektir.

 

Ergenlik döneminde çocuklarla ilişkiler yeniden yapılanmak durumundadır. Artık iletişim kurmaya çalıştığımız çocuğumuz kendisi birey olmaya çalışmakta, bizim fikirlerimizi, düşüncelerimizi, kurallarımızı kabul etmek yerine kendi kararlarını kendisi vermek istemekte ve bizim fikirlerimizi, kararlarımızı ise çok acımasızca sorgulamakta ve eleştirmektedir.

 

Ergenlik döneminde çocuklarla sağlıklı iletişim nasıl kurulabilir?

Bu dönemde istekleri gerçekleşmediğinde, kendini kabul edemediğinde, akranlarına kabul ettiremediğinde, hayal kırıklığına uğradığında, yetersiz, mutsuz hissettiğinde, yoğun duygularını, öfkesini hatta bazen nefretini aktardığı, suçladığı en yakınındaki ve bütün bunlardan sorumlu olduklarını düşündüğü anne babası olmaktadır. Ebeveynleri hayatta bu denli eleştiren, belki kendisi ile, gerçeklerle yüzleştiren, değersizleştiren, yegane kişi ergenlik dönemindeki çocuğudur, üstelik ebeveyninin ne hissettiğini hesaba katmadan, empati yapmadan. Bu dönem ebeveynler için de çok zorlayıcı olabilmektedir. Bize yönelttiği öfkeyi kişiselleştirip aynı şekilde karşılık verdiğimizde, cezalarla, tehditlerle onları kontrol etmeye çalıştığımızda çocuğumuzla ilişkimiz kopma noktasına gelebilir ve o zaman kontrolü tamamen kaybedebiliriz.

 

Ergenlik döneminde ebeveynlerin çocuklarına karşı nasıl davranmaları gerekir?

Ergenlik döneminde onları kısıtlamakla, yasaklarla değil, karşılıklı saygı ve güven duygusu içeren ilişkimiz ile koruyarak kontrol edebiliriz. Dinlemeden, anlamaya çalışmadan, sadece kendi düşüncelerimizi, yargılarımızı, beklentilerimizi aktaran bir iletişim tarzına sahipsek ergenlik döneminde çocuğumuzun bizden olabildiğince uzaklaşması olasıdır. İlişkiyi kaybettiğimizde, aramızda onu tutabileceğimiz bir bağ kalmadığında, fazla cesur davranışları, risk alma, heyecan arayışları ve merakları onları çok hızlı kayıplara sürükleyebilmektedir. Bu dönemde istekleri çok fazla, değişken olabilir, duyguları, düşünceleri çok hızlı değişebilir, sorumluluk almaktan uzak sadece kendi isteklerine yönelik davranışları ebeveynleri çok kaygılandırıp, yorabilir. Panik halinde, sadece sorumluluklarını, hatalarını hatırlatarak kurduğumuz iletişimin sonunda kaybeden yine ebeveynler olmaktadır. Ergenin ne kadar olumsuz, hatalı, beklentimizi asla karşılamayan davranışları olsa da iletişim içeriğinin 1/3’ünü geçmemelidir. Kurallar elbette olacak, kuralları kabul ettirmek için de çatışabiliriz elbette, çatışarak problem çözümü sağlanabilir, orta noktada anlaşma yapılabilir. Ancak ilişki tamamen çatışma üzerine kurulmamalıdır. Onlarla konuşabileceğimiz, paylaşabileceğimiz başka konular, zevkler, keyifli anlar olmalı ki geri kalan 1/3’ü dinletebilelim. Ayrıca 10 kez, bin kez söylediğimiz “odanı topla, eşyalarını yerlere atma, ders çalış, telefona bakma, asla sorumluluk almıyorsun, söz dinlemiyorsun, saygısız davranıyorsun, asla bizi düşünmüyorsun, hep kendi isteklerin, biz sana hiç güvenemeyecek miyiz, sürekli gözün ekranda, biraz kafanı kaldırıp etrafına yüzümüze bak” vs. laflarını zaten o bizi gördüğü her an hatırlıyor, biliyor ve o sebeple bunları tekrar tekrar duymamak için yanınızdan uzaklaşıyor. Ayrıca bu konulara takılıp kaldığımızda belki arkadaşları tarafından dışlanan, zorbalanan, mutsuz, yalnız, kendini değersiz hisseden, gelecekle ilgili fazla kaygısı olan ve bunlardan kaçmak için ekrana ya da maddeye, kendine zarar verici davranışlara yönelen çocuğunuzun derdini, sorununu göremiyor olabilirsiniz.

 

Ergenlik döneminde çocukların duygusal ve psikolojik sağlığı nasıl korunur?

Ergenlik döneminde ailelerin fark etmediği, kollarını bacaklarını kesmek, derilerini yolmak, madde kullanmak gibi kendine zarar verici davranışlara hatta intihar davranışına, okul reddine sebep olabilen, depresyon, kaygı bozukluğu gibi tanıların sıklıkla gözden kaçtığını ve geri dönüşsüz kayıplarla kliniğe getirilen çocuklar ve aileleri ile karşılaşmaktayız. Bu dönemde kendiniz ve çocuğunuz için yapabileceğiniz en önemli şey, onunla iletişim kurmayı becerebilmek ve saygı ve güvenle kurulan ilişkide kalabilmektir.

Paylaş