Sınavlar ve Akademik Başarı Üzerine

Yazar

Prof. Dr. Sebla Gökçe

 

 

Sınavlar ve Akademik Başarı: Çocuklarımızı Nasıl Destekleyebiliriz?

Akademik alanda beklentileri karşılayamayan çocuk ve ergenler ve aileleri ile klinikte sık karşılaşıyoruz ve çalışıyoruz. Beklentileri karşılayamayan diyorum çünkü her çocuğun bilişsel özellikleri ve işlevsellik gösterebileceği alanlar birbirinden farklı olabilmektedir.

 

Çocukların bilişsel özellikleri ve akademik başarı

Çocukların bilişsel özelliklerini bilmeden aynı akademik kalıp ve beklentiye sokmak, istenileni veremeyen çocukların var olan becerilerinin de açığa çıkmasını engellemektedir. Akademik alanda, yani okul, öğrenme ile ilgili hiçbir motivasyonu olmayan, korkan, kaçan, nefret eder hale gelmiş çocukları da sıklıkla görebilmekteyiz. Bir alanda başarı gösterebilmek için öncelikle öğrenebilmek, merak etmek, öğrendikçe zevk almak, öğrenmeyi sevmek ve ölçümlerde de “yapabiliyorum” duygusunu hissetmek gereklidir. Çocuk öğrenemiyorsa merak etmez, sevmez, başarıdan beslenemez, ölçümlerde de başarısız olur. Öğrenememesinin sebeplerini sorgulamak gerekir.

 

Öğrenme problemlerinin sebepleri nelerdir?

Dikkat, odaklanma problemi, bellek problemi ile birlikte gidebilen öğrenme bozuklukları, dikkat bozuklukları, yüksek oranda öğretenin becerisi ile şekillenen yapamayacağım kaygısı, akıl yürütme ve bellek problemleri sebep sayılabilmektedir. Bu alanlarda zorluk yaşayan çocukları mutlaka özel eğitimlerle desteklemek gerekmektedir.

Ayrıca ergenlik sürecine denk gelen, ülkemizde yapılan liseye geçiş sınavları farklı ergenlik evrelerinde olan ve farklı gelişim, adaptasyon gösteren çocuklar için adaletsiz bir değerlendirme olmaktadır. Ailelerin bu sınavlardaki haklı yarışı ve beklentileri çocuklarda geri dönüşsüz hasarlar, yetersizlik, başarısızlık algısı oluşturabilmektedir. Bu sınavlara hazırlanan çocukların “kazanamazsam hayatım bitecek” şeklinde yanlış inanışları maalesef içinde bulundukları eğitim sistemi, gelecek kaygısı ile hayatı şekillenen yetişkinler ve toplum sebeplidir. Bu inanışı yükleyerek aslında çocuklarda yoğun gelecek kaygısı, umutsuzluğa sebep olunmakta ve yoğun olumsuz duygularla bilgiyi, yeteneklerini edinme ve kullanmalarına da engel olunmaktadır.

 

Çocuklarımızı nasıl destekleyebiliriz?

Sistemi elbette bireylerin değiştirme olanağı olmayabilir ancak biz çocuklarımızı bu sistemde nasıl daha dayanıklı hale getiririz ve zarardan koruyabiliriz? Öncelikle elbette yine kendimiz buna dahil olup, hayatı yaşamanın ve mutlu olmanın tek bir yolu varmış gibi sınavlara akademik başarıya takılı kalarak, kendi kaygımızı da ekleyip çocuğumuza yöneltmek yerine, var olan gerçeklerle yüzleşip, gerçekçi hedeflerle, esnek ve farklı seçeneklerle çözüm odaklı davranış biçimi geliştirerek. Bunu kendimiz yapamıyorsak da çocuğumuzdan önce kendimiz profesyonel yardım alarak deneyebiliriz.

Paylaş